sideways

US /ˈsaɪd.weɪz/
UK /ˈsaɪd.weɪz/
"sideways" picture
1.

yana, yanlamasına

to, toward, or from the side

:
He moved sideways to let her pass.
Geçmesine izin vermek için yana doğru hareket etti.
The car skidded sideways on the icy road.
Araba buzlu yolda yan yan kaydı.
2.

yanlamasına, çapraz

with one side foremost or facing a particular direction

:
He turned his head sideways to get a better view.
Daha iyi görmek için başını yana çevirdi.
The picture was hanging sideways on the wall.
Resim duvarda yanlamasına asılıydı.
1.

yan, yanlamasına

directed or moving toward the side

:
He gave a quick sideways glance at his friend.
Arkadaşına hızlı bir yan bakış attı.
The crab has a unique sideways walk.
Yengecin kendine özgü bir yan yürüyüşü vardır.