see the light
US /siː ðə laɪt/
UK /siː ðə laɪt/
1.
ışığı görmek, anlamak
to understand something after a period of confusion or difficulty
:
•
After hours of explaining, he finally began to see the light.
Saatlerce süren açıklamadan sonra nihayet anlamaya başladı.
•
I didn't understand the math problem at first, but then I saw the light.
Matematik problemini ilk başta anlamadım ama sonra anladım.
2.
ışığı görmek, din değiştirmek
to convert to a particular religion or belief
:
•
After years of searching, she finally saw the light and joined the monastery.
Yıllarca süren arayıştan sonra nihayet ışığı gördü ve manastıra katıldı.
•
He was an atheist for most of his life, but then he saw the light and became a devout believer.
Hayatının çoğunda ateistti ama sonra ışığı gördü ve dindar bir inanan oldu.