remain

US /rɪˈmeɪn/
UK /rɪˈmeɪn/
"remain" picture
1.

kalmak, geriye kalmak

continue to exist, especially after other parts or other things have ceased to exist

:
•
Only a few ruins remain from the ancient city.
Antik şehirden sadece birkaç kalıntı kalmıştır.
•
After the fire, little remained of the house.
Yangından sonra evden geriye çok az şey kaldı.
:
abideendurelastpersistsurvive
2.

kalmak, sürdürmek

continue in the same state or condition

:
•
He remained silent throughout the meeting.
Toplantı boyunca sessiz kaldı.
•
Despite the challenges, her determination remained strong.
Zorluklara rağmen kararlılığı güçlü kaldı.
:
continuestaykeependurepersist
1.

kalıntı, artık

the part of something that is left over when other parts have been removed or used

:
•
The remains of the ancient civilization were discovered by archaeologists.
Antik uygarlığın kalıntıları arkeologlar tarafından keşfedildi.
•
Please clear away the food remains from the table.
Lütfen masadaki yemek artıklarını temizleyin.
:
residueleftoversremnantvestige
:
remains