relaxant
US /rɪˈlæk.sənt/
UK /rɪˈlæk.sənt/

1.
gevşetici, sakinleştirici
a drug used to relieve tension and anxiety
:
•
The doctor prescribed a muscle relaxant to ease her back pain.
Doktor, sırt ağrısını hafifletmek için bir kas gevşetici reçete etti.
•
Chamomile tea acts as a natural relaxant.
Papatya çayı doğal bir gevşetici görevi görür.
1.
gevşetici, sakinleştirici
having the effect of relaxing or calming
:
•
The warm bath had a wonderful relaxant effect on her tired muscles.
Sıcak banyo, yorgun kasları üzerinde harika bir gevşetici etki yarattı.
•
The soft music created a relaxant atmosphere.
Yumuşak müzik gevşetici bir atmosfer yarattı.