reform
US /rɪˈfɔːrm/
UK /rɪˈfɔːrm/
1.
reform, iyileştirme
the improvement or amendment of what is wrong, corrupt, or unsatisfactory
:
•
The government promised significant reform in the education system.
Hükümet eğitim sisteminde önemli reform sözü verdi.
•
Social reform movements gained momentum in the 19th century.
19. yüzyılda sosyal reform hareketleri ivme kazandı.
1.
reform yapmak, iyileştirmek
make changes in (something, typically a social, political, or economic institution or practice) in order to improve it
:
•
The committee decided to reform the outdated policies.
Komite, güncel olmayan politikaları reform etmeye karar verdi.
•
He vowed to reform the corrupt system.
Yozlaşmış sistemi reform etmeye yemin etti.
2.
ıslah etmek, düzeltmek
cause (someone) to change their behavior for the better
:
•
The program aims to reform young offenders.
Program, genç suçluları ıslah etmeyi amaçlıyor.
•
He promised to reform his ways after being released from prison.
Hapisten çıktıktan sonra davranışlarını düzeltmeye söz verdi.