rapture

US /ˈræp.tʃɚ/
UK /ˈræp.tʃɚ/
"rapture" picture
1.

vecit, coşku, kendinden geçme

a feeling of intense pleasure or joy

:
•
She listened to the music with an expression of pure rapture.
Müziği saf bir vecit ifadesiyle dinledi.
•
The audience was in rapture after the performance.
Gösteriden sonra seyirciler vecit içindeydi.
:
ecstasyblisseuphoriaelationjoy
2.

Rapture, Göğe Yükseliş

(in Christian theology) the transporting of believers to heaven at the Second Coming of Christ

:
•
Many Christians believe in the Rapture, when believers will be taken up to meet Christ.
Birçok Hristiyan, inananların Mesih'le buluşmak üzere alınacağı Rapture'a inanır.
•
The sermon discussed the theological implications of the Rapture.
Vaaz, Rapture'ın teolojik çıkarımlarını tartıştı.
:
rapturous