pull the plug
US /pʊl ðə plʌɡ/
UK /pʊl ðə plʌɡ/
1.
durdurmak, iptal etmek
to prevent something from happening or continuing
:
•
The company decided to pull the plug on the failing project.
Şirket, başarısız projeyi durdurmaya karar verdi.
•
They had to pull the plug on the concert due to bad weather.
Kötü hava nedeniyle konseri iptal etmek zorunda kaldılar.
2.
fişi çekmek, yaşam desteğini kesmek
to disconnect life support from someone who is terminally ill
:
•
After much deliberation, the family decided to pull the plug.
Uzun tartışmalardan sonra aile, fişi çekmeye karar verdi.
•
It's a difficult decision to pull the plug on a loved one.
Sevilen birinin fişini çekmek zor bir karardır.