projection
US /prəˈdʒek.ʃən/
UK /prəˈdʒek.ʃən/
1.
projeksiyon, tahmin
a forecast or estimate of future situations or trends based on present data or past experience
:
•
The company's financial projections show steady growth.
Şirketin finansal projeksiyonları istikrarlı bir büyüme gösteriyor.
•
Population projections indicate an aging society.
Nüfus projeksiyonları yaşlanan bir toplumu işaret ediyor.
2.
projeksiyon, görüntüleme
the presentation of an image on a surface, especially a screen
:
•
The movie theater uses a high-definition projection system.
Sinema, yüksek çözünürlüklü bir projeksiyon sistemi kullanıyor.
•
The artist created a stunning light projection on the building.
Sanatçı binanın üzerine çarpıcı bir ışık projeksiyonu oluşturdu.
3.
çıkıntı, uzantı
the action of extending out or beyond a surface or boundary
:
•
The balcony has a slight projection over the street.
Balkonun sokağa doğru hafif bir çıkıntısı var.
•
The rock formation had a sharp projection that made climbing difficult.
Kaya oluşumunda tırmanışı zorlaştıran keskin bir çıkıntı vardı.
4.
yansıtma, aktarım
the unconscious transfer of one's own desires or emotions to another person
:
•
His anger was a projection of his own insecurities.
Öfkesi, kendi güvensizliklerinin bir yansımasıydı.
•
She accused him of projection when he criticized her for being selfish.
Onu bencil olmakla eleştirdiğinde, onu yansıtmakla suçladı.