procure
US /prəˈkjʊr/
UK /prəˈkjʊr/

1.
tedarik etmek, sağlamak, elde etmek
obtain (something), especially with care or effort
:
•
She managed to procure a rare first edition of the book.
Kitabın nadir bir ilk baskısını tedarik etmeyi başardı.
•
The team worked hard to procure the necessary funding for the project.
Ekip, proje için gerekli fonları sağlamak için çok çalıştı.
2.
tedarik etmek, sağlamak, pezevenklik yapmak
obtain someone as a prostitute for another person
:
•
He was arrested for attempting to procure young women for illegal activities.
Yasa dışı faaliyetler için genç kadınları tedarik etmeye çalıştığı için tutuklandı.
•
The gang was known to procure individuals for forced labor.
Çetenin zorla çalıştırmak üzere kişileri tedarik ettiği biliniyordu.