plus

US /plʌs/
UK /plʌs/
"plus" picture
1.

artı, ek olarak

with the addition of; in addition to

:
•
Two plus two is four.
İki artı iki dört eder.
•
The rent is $800 plus utilities.
Kira 800 dolar artı faturalar.
:
andadded totogether withalong withas well as
1.

artı, avantaj

an advantage or benefit

:
•
Having experience is a big plus.
Deneyimli olmak büyük bir artı.
•
The flexible hours are a definite plus for me.
Esnek çalışma saatleri benim için kesinlikle bir artı.
:
advantagebenefitassetbonusperk
1.

ayrıca, üstelik

on the positive side; in addition

:
•
The car is fast, plus it's very fuel-efficient.
Araba hızlı, ayrıca çok yakıt verimli.
•
It's a challenging job, plus the pay isn't great.
Zorlu bir iş, ayrıca maaşı da iyi değil.
:
furthermoremoreoverin additionbesidesalso
1.

artı, pozitif

indicating the addition of a quantity or that a quantity is greater than zero

:
•
The temperature is five degrees plus.
Sıcaklık beş derece artı.
•
He received a B plus on his exam.
Sınavından B artı aldı.
:
positiveadditive
:
plus signplus foursEleven-plus