play (something) by ear
US /pleɪ ˈsʌm.θɪŋ baɪ ɪr/
UK /pleɪ ˈsʌm.θɪŋ baɪ ɪr/
1.
duruma göre hareket etmek, doğaçlama yapmak
to decide how to deal with a situation as it develops, rather than by having a fixed plan
:
•
We don't have a set schedule for the trip; we'll just play it by ear.
Seyahat için belirli bir programımız yok; sadece duruma göre hareket edeceğiz.
•
I can't give you a definite answer now, let's just play it by ear and see how things go.
Şu an kesin bir cevap veremem, sadece duruma göre hareket edelim ve işlerin nasıl gittiğini görelim.
2.
kulaktan çalmak
to play a piece of music without having seen it written down
:
•
She can play any song by ear after hearing it once.
Bir şarkıyı bir kez duyduktan sonra kulaktan çalabilir.
•
Many jazz musicians prefer to play by ear rather than read sheet music.
Birçok caz müzisyeni nota okumak yerine kulaktan çalmayı tercih eder.