phrase

US /freɪz/

UK /freɪz/

ifade, söz öbeği

a small group of words standing together as a conceptual unit, typically forming a component of a clause.

•

The phrase 'on the table' is a prepositional phrase.

'Masada' ifadesi bir edat öbeğidir.

•

He used a common phrase to express his feelings.

Duygularını ifade etmek için yaygın bir ifade kullandı.

müzik cümlesi, melodik ifade

a short sequence of notes in a piece of music.

•

The melody consists of several distinct musical phrases.

Melodi, birkaç farklı müzik cümlesinden oluşur.

•

He played the opening phrase with great emotion.

Açılış ifadesini büyük bir duyguyla çaldı.

ifade etmek, dile getirmek

to express (something) in a particular way

•

He phrased his apology carefully to avoid further misunderstanding.

Özürünü daha fazla yanlış anlaşılmayı önlemek için dikkatlice ifade etti.

•

How would you phrase that question to be more polite?

O soruyu daha kibar olmak için nasıl ifade edersin?