orbital

US /ˈɔːr.bɪ.t̬əl/
UK /ˈɔːr.bɪ.t̬əl/
"orbital" picture
1.

yörünge

relating to an orbit or orbits

:
•
The satellite achieved a stable orbital trajectory.
Uydu istikrarlı bir yörünge yörüngesi elde etti.
•
Scientists are studying the planet's orbital period.
Bilim insanları gezegenin yörünge periyodunu inceliyor.
:
planetarycelestial
2.

göz çukuruyla ilgili

relating to the eye socket

:
•
The injury affected the patient's orbital bone.
Yaralanma hastanın göz çukuru kemiğini etkiledi.
•
The surgeon performed an orbital reconstruction.
Cerrah göz çukuru rekonstrüksiyonu gerçekleştirdi.
:
orbit