miscarry
US /ˈmɪsˌker.i/
UK /ˈmɪsˌker.i/

1.
düşük yapmak
of a pregnant woman) have a miscarriage
:
•
She was devastated when she miscarried her first child.
İlk çocuğunu düşürdüğünde yıkıldı.
•
It's a common fear for many women that they might miscarry.
Birçok kadın için düşük yapma korkusu yaygındır.
2.
başarısız olmak, ters gitmek
fail to achieve the intended aim; go wrong
:
•
The plan was well-intentioned, but it miscarried due to lack of funding.
Plan iyi niyetliydi ama finansman eksikliği nedeniyle başarısız oldu.
•
If the legal process miscarries, justice will not be served.
Hukuki süreç başarısız olursa, adalet yerini bulmayacaktır.