make sense

US /meɪk sens/
UK /meɪk sens/
"make sense" picture
1.

mantıklı olmak, anlaşılır olmak, akla yatkın olmak

to be logical, reasonable, or understandable

:
Her explanation didn't make sense to me.
Açıklaması bana mantıklı gelmedi.
It doesn't make sense to buy a new car when your old one still runs perfectly.
Eski arabanız hala mükemmel çalışırken yeni bir araba almak mantıklı değil.
2.

mantıklı olmak, pratik olmak, akla yatkın olmak

to be a sensible or practical course of action

:
It would make sense to leave early to avoid traffic.
Trafiği önlemek için erken çıkmak mantıklı olacaktır.
Does it make sense to invest in this volatile market right now?
Şu anda bu değişken piyasaya yatırım yapmak mantıklı mı?