loved kelimesinin Türkçe anlamı
loved İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
loved
US /lʌvd/
UK /lʌvd/
Geçmiş Zaman
1.
sevdi, bayıldı
felt deep affection for someone or something
Örnek:
•
He loved his family very much.
Ailesini çok severdi.
•
She loved reading books in her free time.
Boş zamanlarında kitap okumayı severdi.
Sıfat
1.
sevilen, değer verilen
regarded with deep affection; cherished
Örnek:
•
He was a truly loved leader by his people.
Halkı tarafından gerçekten sevilen bir liderdi.
•
The old house was a loved home for generations.
Eski ev, nesiller boyu sevilen bir yuvaydı.
Geçmiş Zaman Ortacı
1.
sevilen, sevilmiş
the past participle of 'love'
Örnek:
•
She has always loved to travel.
Her zaman seyahat etmeyi sevmiştir.
•
The song was loved by millions.
Şarkı milyonlarca kişi tarafından sevildi.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren