loggerhead
US /ˈlɑː.ɡɚ.hed/
UK /ˈlɑː.ɡɚ.hed/

1.
loggerhead kaplumbağası, büyük başlı deniz kaplumbağası
a large-headed sea turtle with powerful jaws, found in warm and temperate seas
:
•
The divers spotted a magnificent loggerhead turtle near the coral reef.
Dalgıçlar mercan resifinin yakınında muhteşem bir loggerhead kaplumbağası gördüler.
•
Loggerheads are known for their powerful jaws, which they use to crush shellfish.
Loggerhead kaplumbağaları, kabuklu deniz ürünlerini ezmek için kullandıkları güçlü çeneleriyle bilinir.
1.
anlaşmazlık içinde, tartışmalı
in a dispute or disagreement
:
•
The two companies are at loggerheads over the new contract.
İki şirket yeni sözleşme konusunda anlaşmazlık içinde.
•
They've been at loggerheads for weeks, unable to agree on anything.
Haftalardır anlaşmazlık içindeler, hiçbir konuda anlaşamıyorlar.