lie in
US /laɪ ɪn/
UK /laɪ ɪn/

1.
uykuya dalmak, yatakta kalmak
to stay in bed later than usual in the morning
:
•
I love to lie in on weekends.
Hafta sonları uykuya dalmayı severim.
•
She decided to lie in after a late night.
Geç bir geceden sonra uykuya dalmaya karar verdi.
2.
yatmak, bulunmak
to be located or situated in a particular place or position
:
•
The solution to the problem may lie in further research.
Sorunun çözümü daha fazla araştırmada yatabilir.
•
His strength does not lie in his physical power, but in his intelligence.
Onun gücü fiziksel gücünde değil, zekasında yatar.