laundry

US /ˈlɑːn.dri/

UK /ˈlɑːn.dri/

çamaşır

clothes and linen that need to be washed or have been newly washed

•

I need to do a load of laundry today.

Bugün bir parti çamaşır yıkamam gerekiyor.

•

She hung the wet laundry out to dry.

Islak çamaşırları kuruması için astı.

çamaşırhane, kuru temizleme

a business or place where clothes are washed and ironed

•

I dropped off my shirts at the laundry.

Gömleklerimi çamaşırhaneye bıraktım.

•

The hotel offers a convenient laundry service.

Otel uygun bir çamaşır hizmeti sunuyor.