knowingly

US /ˈnoʊ.ɪŋ.li/
UK /ˈnoʊ.ɪŋ.li/
"knowingly" picture
1.

bilerek, kasten

with full knowledge or awareness

:
He knowingly violated the company's policy.
Şirket politikasını bilerek ihlal etti.
She knowingly put herself in a dangerous situation.
Kendini bilerek tehlikeli bir duruma soktu.
2.

anlamlı bir şekilde, bilerek

in a way that shows that one knows something, often something secret or private

:
She gave him a knowingly look, hinting at their shared secret.
Ona anlamlı bir bakış attı, paylaştıkları sırrı ima ederek.
He smiled knowingly when the topic of the surprise party came up.
Sürpriz parti konusu açıldığında anlamlı bir şekilde gülümsedi.