kill

US /kɪl/
UK /kɪl/
"kill" picture
1.

öldürmek, canına kıymak

cause the death of (a person, animal, or other living thing)

:
The hunter managed to kill a deer.
Avcı bir geyiği öldürmeyi başardı.
Smoking can kill you.
Sigara seni öldürebilir.
2.

son vermek, yenmek

put an end to or defeat (something)

:
The new policy will kill small businesses.
Yeni politika küçük işletmeleri öldürecek.
We need to kill this idea before it spreads.
Bu fikir yayılmadan önce onu öldürmeliyiz.
3.

büyük acı vermek, mahvetmek

cause (someone) great pain or distress

:
The news of his death killed her.
Ölüm haberi onu mahvetti.
My feet are killing me after this long walk.
Bu uzun yürüyüşten sonra ayaklarım beni öldürüyor.
1.

cinayet, av

the act of causing death

:
The police are investigating the kill.
Polis cinayeti araştırıyor.
The lion made a quick kill of the gazelle.
Aslan ceylanı hızlıca öldürdü.