intermediate
US /ˌɪn.t̬ɚˈmiː.di.ət/
UK /ˌɪn.t̬ɚˈmiː.di.ət/

1.
ara, orta
coming between two things in time, place, order, character, etc.
:
•
The course is designed for intermediate learners.
Kurs orta seviye öğrenciler için tasarlanmıştır.
•
They reached an intermediate stage in their negotiations.
Müzakerelerinde ara bir aşamaya ulaştılar.
1.
aracı, orta seviye
an intermediate person or thing
:
•
The software acts as an intermediate between the user and the database.
Yazılım, kullanıcı ile veritabanı arasında bir aracı görevi görür.
•
She served as an intermediate in the peace talks.
Barış görüşmelerinde arabulucu olarak görev yaptı.