incredible
US /ɪnˈkred.ə.bəl/
UK /ɪnˈkred.ə.bəl/

1.
inanılmaz, akıl almaz
impossible to believe
:
•
The story he told was absolutely incredible.
Anlattığı hikaye kesinlikle inanılmazdı.
•
It's incredible how much she's grown in a year.
Bir yılda ne kadar büyüdüğü inanılmaz.
2.
olağanüstü, harika
extraordinary; remarkable
:
•
The view from the mountain top was absolutely incredible.
Dağ tepesinden manzara kesinlikle inanılmazdı.
•
She did an incredible job organizing the event.
Etkinliği düzenlemede inanılmaz bir iş çıkardı.