in the fast lane
US /ɪn ðə fæst leɪn/
UK /ɪn ðə fæst leɪn/

1.
hızlı şeritte, hareketli bir hayat sürmek
living a life full of excitement, activity, and often risk, especially in a career or social setting
:
•
After his promotion, he found himself in the fast lane, constantly traveling and meeting important clients.
Terfisinden sonra kendini hızlı şeritte buldu, sürekli seyahat ediyor ve önemli müşterilerle görüşüyordu.
•
She loves living in the fast lane, always attending parties and trying new adventures.
Hızlı şeritte yaşamayı seviyor, her zaman partilere katılıyor ve yeni maceralar deniyor.