hug

US /hʌɡ/
UK /hʌɡ/
"hug" picture
1.

kucaklama, sarılma

squeeze (someone) tightly in one's arms, typically to express affection.

:
She gave her son a warm hug.
Oğluna sıcak bir kucaklama verdi.
They shared a long hug before saying goodbye.
Vedalaşmadan önce uzun bir kucaklaşma yaşadılar.
1.

kucaklamak, sarılmak

squeeze (someone) tightly in one's arms, typically to express affection.

:
She went to hug her friend.
Arkadaşını kucaklamaya gitti.
He hugged his children goodbye.
Çocuklarına veda kucaklaması yaptı.