hostess

US /ˈhoʊ.stɪs/
UK /ˈhoʊ.stɪs/
"hostess" picture
1.

ev sahibi kadın, hostes

a woman who receives or entertains guests

:
•
The hostess greeted us warmly at the door.
Ev sahibi kadın bizi kapıda sıcak bir şekilde karşıladı.
•
She was an excellent hostess, making sure everyone felt comfortable.
Mükemmel bir ev sahibi kadındı, herkesin rahat hissetmesini sağladı.
:
entertainergreeterreceptionist
2.

hostes, karşılama görevlisi

a woman employed to welcome and seat customers in a restaurant or hotel

:
•
The restaurant hostess led us to our table.
Restoran hostesi bizi masamıza götürdü.
•
She works as a hostess at a popular downtown hotel.
Şehir merkezindeki popüler bir otelde hostes olarak çalışıyor.
:
usherettegreeterreceptionist
3.

sunucu, moderator

a woman who acts as a compere for a show or event

:
•
The talk show hostess interviewed the celebrity.
Talk show sunucusu ünlüyü röportaj yaptı.
•
She was chosen to be the hostess for the charity gala.
Hayırseverlik galası için hostes olarak seçildi.
:
emceepresentermoderator