have sticky fingers
US /hæv ˈstɪk.i ˈfɪŋ.ɡərz/
UK /hæv ˈstɪk.i ˈfɪŋ.ɡərz/

1.
eli uzun olmak, hırsızlığa meyilli olmak
to be prone to stealing
:
•
The cashier was fired because she was caught having sticky fingers.
Kasiyer, hırsızlık yaparken yakalandığı için kovuldu.
•
You need to watch him carefully; he tends to have sticky fingers.
Onu dikkatle izlemen gerekiyor; eli uzun olmaya meyilli.