grocery
US /ˈɡroʊ.sɚ.i/
UK /ˈɡroʊ.sɚ.i/
1.
bakkal, market
a store that sells food and household supplies
:
•
I need to go to the grocery store to buy some milk.
Süt almak için bakkala gitmem gerekiyor.
•
The new grocery opened last week.
Yeni bakkal geçen hafta açıldı.
2.
market alışverişi, gıda maddeleri
food and other items sold in a grocery store
:
•
We need to make a list of all the groceries we need.
İhtiyacımız olan tüm market alışverişi listesini yapmalıyız.
•
She came home with bags full of groceries.
Eve market alışverişi dolu çantalarla geldi.