girl

US /ɡɝːl/
UK /ɡɝːl/
"girl" picture
1.

kız, genç kadın

a female child or young woman

:
The little girl was playing with her doll.
Küçük kız bebeğiyle oynuyordu.
She's a bright young girl with a lot of potential.
O, çok potansiyeli olan zeki bir genç kız.
2.

kız evlat

a daughter

:
Our youngest girl just started kindergarten.
En küçük kızımız anaokuluna yeni başladı.
How many boys and girls do you have?
Kaç erkek ve kız çocuğunuz var?
3.

kız arkadaş, sevgili

a girlfriend or female partner

:
He introduced me to his new girl last night.
Dün gece beni yeni kız arkadaşıyla tanıştırdı.
Are you going out with your girl tonight?
Bu gece kız arkadaşınla dışarı çıkıyor musun?