get your hands dirty
US /ɡɛt jʊər hændz ˈdɜr.ti/
UK /ɡɛt jʊər hændz ˈdɜr.ti/
1.
ellerini kirletmek, fiziksel iş yapmak
to do physical work, especially work that is unpleasant or involves getting dirty
:
•
He's not afraid to get his hands dirty and help with the gardening.
Ellerini kirletmekten ve bahçe işlerine yardım etmekten çekinmez.
•
The CEO often comes to the factory floor to get his hands dirty with the workers.
CEO, işçilerle birlikte ellerini kirletmek için sık sık fabrika katına gelir.
2.
ellerini kirletmek, dürüst olmayan bir şeye karışmak
to become involved in something dishonest or illegal
:
•
He refused to get his hands dirty by participating in the corrupt scheme.
Yolsuzluk planına katılarak ellerini kirletmeyi reddetti.
•
Politicians often try to avoid getting their hands dirty with controversial issues.
Siyasetçiler genellikle tartışmalı konularla ellerini kirletmekten kaçınmaya çalışırlar.