fumble

US /ˈfʌm.bəl/
UK /ˈfʌm.bəl/
"fumble" picture
1.

beceriksizce yapmak, aramaya çalışmak, kekelemek

handle clumsily or ineffectively

:
He tried to catch the ball but fumbled it.
Topu yakalamaya çalıştı ama beceriksizce düşürdü.
She fumbled in her bag for her keys.
Çantasında anahtarlarını aramaya çalıştı.
1.

hata, beceriksizlik

an act of handling something clumsily

:
He made a crucial fumble during the game.
Maç sırasında önemli bir hata yaptı.
The quarterback's fumble cost them the game.
Oyun kurucunun hatası onlara maçı kaybettirdi.