frisk kelimesinin Türkçe anlamı
frisk İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
frisk
US /frɪsk/
UK /frɪsk/

Fiil
1.
üstünü aramak, aramak
pass the hands over (someone) in a search for concealed weapons, drugs, or other items.
Örnek:
•
The police officer proceeded to frisk the suspect.
Polis memuru şüpheliyi üstünü aradı.
•
They had to frisk everyone entering the concert venue.
Konser alanına giren herkesi üstünü aramaları gerekiyordu.
İsim
1.
üst araması, arama
a pat-down search of a person.
Örnek:
•
The officer conducted a quick frisk before letting him pass.
Memur, geçmesine izin vermeden önce hızlı bir üst araması yaptı.
•
He complained about the invasive frisk at the airport.
Havaalanındaki rahatsız edici üst aramasından şikayet etti.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren