folk
US /foʊk/
UK /foʊk/

1.
halk, insanlar
people in general
:
•
Ordinary folk don't have much say in these matters.
Sıradan insanların bu konularda pek söz hakkı yok.
•
These are my folk from back home.
Bunlar memleketimden insanlar.
2.
folk, halk müziği
traditional music originating in the common people of a country or region
:
•
She loves listening to traditional folk music.
Geleneksel halk müziği dinlemeyi sever.
•
The festival features various genres, including rock, pop, and folk.
Festivalde rock, pop ve folk dahil olmak üzere çeşitli türler yer alıyor.
1.
halk, geleneksel
relating to the traditional art or culture of a community or nation
:
•
The museum has a collection of folk art from around the world.
Müzede dünyanın dört bir yanından halk sanatı koleksiyonu bulunuyor.
•
They performed a traditional folk dance.
Geleneksel bir halk dansı sergilediler.