fishbowl kelimesinin Türkçe anlamı
fishbowl İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
fishbowl
US /ˈfɪʃ.boʊl/
UK /ˈfɪʃ.boʊl/

İsim
1.
fanus, balık kasesi
a spherical glass bowl for keeping live fish
Örnek:
•
The goldfish swam lazily in its small fishbowl.
Japon balığı küçük fanusunda tembel tembel yüzüyordu.
•
She cleaned the fishbowl every week to keep the water clear.
Suyu berrak tutmak için her hafta fanusu temizlerdi.
2.
fanus (mecazi), göz önünde olma durumu
a situation or environment where one's actions are constantly observed by others
Örnek:
•
Living in a small town can feel like living in a fishbowl.
Küçük bir kasabada yaşamak, bir fanusta yaşamak gibi hissettirebilir.
•
Politicians often complain about living in a fishbowl, with their every move scrutinized.
Siyasetçiler, her hareketlerinin incelendiği bir fanusta yaşamaktan sık sık şikayet ederler.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren