filling
US /ˈfɪl.ɪŋ/
UK /ˈfɪl.ɪŋ/

1.
dolgu, iç harç, diş dolgusu
a quantity of soft material that fills a space or is used to fill something
:
•
The pillow needs more filling to be comfortable.
Yastığın rahat olması için daha fazla dolguya ihtiyacı var.
•
The dentist put a new filling in my tooth.
Dişçi dişime yeni bir dolgu yaptı.
1.
doyurucu, tok tutan
(of food) making you feel full
:
•
This stew is very filling and satisfying.
Bu güveç çok doyurucu ve tatmin edici.
•
A big breakfast can be very filling.
Büyük bir kahvaltı çok doyurucu olabilir.