fatal

US /ˈfeɪ.t̬əl/
UK /ˈfeɪ.t̬əl/
"fatal" picture
1.

ölümcül, feci

causing death

:
The accident resulted in a fatal injury.
Kaza ölümcül bir yaralanmayla sonuçlandı.
He made a fatal mistake that cost him his life.
Hayatına mal olan ölümcül bir hata yaptı.
2.

feci, felaketle sonuçlanan

leading to failure or disaster

:
The decision proved to be fatal for the company.
Karar şirket için feci oldu.
His pride was a fatal flaw.
Gururu ölümcül bir kusurdu.