fanatic kelimesinin Türkçe anlamı
fanatic İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
fanatic
US /fəˈnæt̬.ɪk/
UK /fəˈnæt̬.ɪk/

İsim
1.
fanatik, bağnaz
a person filled with excessive and single-minded zeal, especially for an extreme religious or political cause
Örnek:
•
He was a religious fanatic who believed the end of the world was near.
Dünyanın sonunun yakın olduğuna inanan dindar bir fanatikti.
•
The political fanatics refused to compromise.
Siyasi fanatikler uzlaşmayı reddetti.
2.
fanatik, tutkun
a person with an obsessive interest in and enthusiasm for something
Örnek:
•
He's a real football fanatic, he never misses a game.
Gerçek bir futbol fanatiği, hiçbir maçı kaçırmaz.
•
My sister is a fitness fanatic; she works out every day.
Kız kardeşim bir fitness fanatiği; her gün spor yapar.
Eş Anlamlı:
Sıfat
1.
fanatik, aşırı
filled with or expressing excessive zeal
Örnek:
•
His fanatic devotion to the cause was admirable, yet concerning.
Davasına olan fanatik bağlılığı takdire şayan ama endişe vericiydi.
•
She had a fanatic belief in her own abilities.
Kendi yeteneklerine fanatik bir inancı vardı.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren