fame
US /feɪm/
UK /feɪm/

1.
şöhret, ün, nam
the state of being known or talked about by many people, especially as a result of notable achievements.
:
•
Her sudden rise to fame was unexpected.
Ani şöhret yükselişi beklenmedikti.
•
He achieved international fame as a musician.
Müzisyen olarak uluslararası şöhret kazandı.
1.
ünlü etmek, şöhret kazandırmak
to make famous or well-known.
:
•
The scandal helped to fame the obscure politician.
Skandal, tanınmayan politikacıyı ünlü etmeye yardımcı oldu.
•
His unique artistic style will eventually fame him.
Eşsiz sanatsal tarzı sonunda onu ünlü edecek.