equilibrium
US /ˌiː.kwəˈlɪb.ri.əm/
UK /ˌiː.kwəˈlɪb.ri.əm/

1.
denge, eşitlik
a state in which opposing forces or influences are balanced
:
•
The market reached a state of equilibrium between supply and demand.
Piyasa arz ve talep arasında bir denge durumuna ulaştı.
•
Maintaining a healthy work-life equilibrium is crucial for well-being.
Sağlıklı bir iş-yaşam dengesi sürdürmek refah için çok önemlidir.
2.
fiziksel denge, bedensel denge
a state of physical balance
:
•
The gymnast maintained perfect equilibrium on the balance beam.
Jimnastikçi denge aletinde mükemmel denge sağladı.
•
He struggled to regain his equilibrium after feeling dizzy.
Baş dönmesi hissettikten sonra dengesini yeniden kazanmak için mücadele etti.