equally
US /ˈiː.kwə.li/
UK /ˈiː.kwə.li/

1.
eşit olarak, aynı derecede
to the same extent or in the same amount; in equal parts
:
•
Divide the cake equally among all the children.
Pastayı tüm çocuklara eşit olarak paylaştırın.
•
Both options are equally good.
Her iki seçenek de eşit derecede iyi.
2.
adilce, tarafsızca
in a fair and impartial manner
:
•
The judge treated both parties equally.
Yargıç her iki tarafı da eşit davrandı.
•
All citizens should be taxed equally.
Tüm vatandaşlar eşit vergilendirilmelidir.