elbow kelimesinin Türkçe anlamı

elbow İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

elbow

US /ˈel.boʊ/

UK /ˈel.boʊ/

dirsek

the joint between the forearm and the upper arm

Örnek:

•

He hit his elbow on the table.

Dirseğini masaya çarptı.

•

She rested her elbows on her knees.

Dirseklerini dizlerine dayadı.

dirsek, keskin viraj

a sharp bend in a pipe or road

Örnek:

•

The road takes a sharp elbow to the left.

Yol sola doğru keskin bir dirsek yapıyor.

•

There's an elbow in the plumbing under the sink.

Lavabonun altındaki tesisatta bir dirsek var.

Eş Anlamlı:

bend joint angle

dirsek atmak, itmek

to push someone with one's elbow, typically in order to move past them in a crowd or to attract their attention

Örnek:

•

She had to elbow her way through the crowd.

Kalabalığın arasından dirsekleriyle yol açmak zorunda kaldı.

•

He elbowed his friend to get his attention.

Arkadaşının dikkatini çekmek için ona dirsek attı.

Eş Anlamlı:

nudge push shove prod

Bu kelimeyi Lingoland'da öğren

İlgili Kelime:

tennis elbow