economic
US /ˌiː.kəˈnɑː.mɪk/
UK /ˌiː.kəˈnɑː.mɪk/
1.
ekonomik
relating to economics or the economy
:
•
The country is facing a severe economic crisis.
Ülke ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya.
•
The government introduced new economic policies.
Hükümet yeni ekonomik politikalar başlattı.
2.
ekonomik, tasarruflu
providing good value or being efficient in terms of money, time, or resources
:
•
Buying in bulk is more economic.
Toplu alım daha ekonomiktir.
•
We need to find a more economic way to produce this product.
Bu ürünü üretmek için daha ekonomik bir yol bulmalıyız.