drown

US /draʊn/
UK /draʊn/
"drown" picture
1.

boğulmak

die through submersion in and inhalation of water

:
•
He almost drowned when his boat capsized.
Teknesi alabora olunca neredeyse boğuluyordu.
•
Many people drown in floods every year.
Her yıl birçok insan sellerde boğuluyor.
:
submergesinkimmerse
2.

boğmak, sular altında bırakmak

cover or submerge (something) in liquid

:
•
The heavy rain drowned the entire valley.
Şiddetli yağmur tüm vadiyi sular altında bıraktı.
•
He drowned his sorrows in alcohol.
Kederini alkole boğdu.
:
floodinundatesubmergeimmerse
3.

bastırmak, boğmak

make (a sound) inaudible by being much louder

:
•
The loud music drowned out their conversation.
Yüksek sesli müzik konuşmalarını bastırdı.
•
His voice was almost drowned by the applause.
Sesi alkışlarla neredeyse boğuldu.
:
overwhelmoverpowermufflesmother
:
drown outdrown your sorrows