drive a hard bargain
US /draɪv ə hɑːrd ˈbɑːr.ɡɪn/
UK /draɪv ə hɑːrd ˈbɑːr.ɡɪn/

1.
sıkı pazarlık yapmak, taviz vermemek
to negotiate forcefully and refuse to make concessions
:
•
She always drives a hard bargain, so be prepared to negotiate.
O her zaman sıkı pazarlık yapar, bu yüzden pazarlığa hazır olun.
•
The company is known to drive a hard bargain with its suppliers.
Şirket, tedarikçileriyle sıkı pazarlık yapmasıyla bilinir.