cusp

US /kʌsp/
UK /kʌsp/
"cusp" picture
1.

eşik, geçiş noktası

a point of transition between two different states

:
•
She was on the cusp of a major career breakthrough.
Büyük bir kariyer atılımının eşiğindeydi.
•
The company is on the cusp of a new era of innovation.
Şirket, yeni bir inovasyon çağının eşiğinde.
:
brinkthresholdvergeedgepoint
2.

tepecik, uç

a pointed end where two curves meet, in particular on a tooth or a leaf

:
•
The dentist examined the cusp of her molar.
Diş hekimi azı dişinin tepeciklerini inceledi.
•
Each leaf has a distinct cusp at its tip.
Her yaprağın ucunda belirgin bir tepecik bulunur.
:
pointtipapexpeak