cunning

US /ˈkʌn.ɪŋ/
UK /ˈkʌn.ɪŋ/
"cunning" picture
1.

kurnaz, hilekar, zekice

having or showing skill in achieving one's ends by deceit or evasion

:
The fox is a cunning animal, known for its clever tricks.
Tilki, zekice hileleriyle bilinen kurnaz bir hayvandır.
He used a cunning plan to escape detection.
Tespit edilmekten kaçmak için kurnazca bir plan kullandı.
2.

sevimli, şirin, hoş

attractive or quaint

:
She had a cunning little smile that always charmed everyone.
Herkesi her zaman büyüleyen sevimli küçük bir gülümsemesi vardı.
What a cunning little cottage!
Ne sevimli bir küçük kulübe!
1.

kurnazlık, hilekarlık, zekilik

skill in achieving one's ends by deceit or evasion

:
He used his cunning to outsmart his opponents.
Rakiplerini alt etmek için kurnazlığını kullandı.
The politician was known for his political cunning.
Siyasetçi, siyasi kurnazlığıyla biliniyordu.