cradle

US /ˈkreɪ.dəl/
UK /ˈkreɪ.dəl/
"cradle" picture
1.

beşik

a small bed for a baby, especially one that rocks on rockers or is suspended from pivots

:
The baby slept peacefully in its cradle.
Bebek beşiğinde huzur içinde uyudu.
She gently rocked the cradle to soothe the crying infant.
Ağlayan bebeği sakinleştirmek için beşiği nazikçe salladı.
2.

beşik, kaynak

the place or origin of something

:
Greece is often called the cradle of Western civilization.
Yunanistan genellikle Batı medeniyetinin beşiği olarak adlandırılır.
This valley was the cradle of an ancient civilization.
Bu vadi eski bir medeniyetin beşiğiydi.
1.

kucaklamak, nazikçe tutmak

hold (something) gently and protectively

:
She cradled the newborn in her arms.
Yeni doğanı kollarına aldı.
He cradled the injured bird carefully.
Yaralı kuşu dikkatlice kucakladı.