cosmic
US /ˈkɑːz.mɪk/
UK /ˈkɑːz.mɪk/
1.
kozmik
relating to the cosmos, especially as distinct from the earth
:
•
The telescope captured stunning images of cosmic dust clouds.
Teleskop, kozmik toz bulutlarının çarpıcı görüntülerini yakaladı.
•
Scientists are studying cosmic rays to understand their origin.
Bilim insanları, kozmik ışınların kökenini anlamak için onları inceliyor.
2.
muazzam, devasa
inconceivably vast or great
:
•
The decision had cosmic implications for the future of humanity.
Kararın insanlığın geleceği için kozmik etkileri oldu.
•
He felt a sense of cosmic insignificance when looking at the stars.
Yıldızlara bakarken kozmik bir önemsizlik hissi yaşadı.