conscious
US /ˈkɑːn.ʃəs/
UK /ˈkɑːn.ʃəs/

1.
bilinçli, farkında
aware of and responding to one's surroundings; awake.
:
•
The patient was fully conscious after the surgery.
Hasta ameliyattan sonra tamamen bilinci açıktı.
•
She became conscious of a strange smell.
Garip bir kokuya duyarlı hale geldi.
2.
3.
bilinçli, kasıtlı
deliberate and intentional.
:
•
It was a conscious decision to change careers.
Kariyer değiştirmek bilinçli bir karardı.
•
He made a conscious effort to be polite.
Nazik olmak için bilinçli bir çaba gösterdi.