confirm
US /kənˈfɝːm/
UK /kənˈfɝːm/

1.
onaylamak, doğrulamak
establish the truth or correctness of (something previously believed, suspected, or reported)
:
•
Please confirm your attendance by Friday.
Lütfen Cuma gününe kadar katılımınızı onaylayın.
•
The new evidence confirmed his innocence.
Yeni kanıtlar onun masumiyetini doğruladı.
2.
pekiştirmek, güçlendirmek
make (something) stronger or more definite
:
•
The agreement was confirmed by a handshake.
Anlaşma el sıkışarak onaylandı.
•
His promotion confirmed his status as a rising star.
Terfisi, yükselen bir yıldız olarak statüsünü pekiştirdi.